Boyun Hastalıklarında Tedavi Yöntemleri

Boyun hastalıklarında hastanın tanısına uygun algoritim şemalarına uygun olarak tedaviler planlanırken hastalığın akut-subakut ya da kronik olup olmadığına göre değişik etaplar söz konusudur. Burada kimi zaman istirahat ön plana çıkacak kimi zaman da operasyon koşulları değerlendirilecektir. Bu tedavilerin sürelerinin de her hastaya göre değişkenlik göstereceği muhakkaktır.

İlaç Tedavisi

Tedavide çeşitli ilaçlar ve farklı uygulama şekilleri söz konusudur. Hangi ilaç ve ne kadar süreyle sorusunun cevabı da hekimin iradesinde kalmalıdır. Bazı hastalar birbirlerine ikram bile ettikleri bu gibi ilaçların yan etkileri o kadar önemli boyutlara ulaşabilir ki yaşamı dahi tehdit edebilirler. Ağrılı bölgelere lokal enjeksiyonlardan dışarıdan sürülen merhemlere kadar çeşitli seçenekler söz konusudur. Günde 1-2 defa uygulanabilen bu merhemlerin hafif bir ovma ile yayılması ve sıcak bir havlu ile kapatılması etkisinin daha uzun ve daha fazla hissedilmesini sağlar. Ciltte yaralar, kızarıklıklar veya alerjik sorunlar varsa bu merhemlerden kaçınmak gerekir. İLAÇLAR ya tablet, ya enjeksiyon (IM-IV- IA-lokal), Fitil ya da merhemler şeklinde olaibilir. 

Fizik Tedavi Yöntemleri

Boyun ağrılarında ilaç kadar etkili olan bir diğer yöntem de fizik tedavidir. Amaç; ağrı gidermek, kasılmış adaleleri gevşetmek ve kısıtlanmış boyun hareketlerinin yeniden kazanılmasını sağlamaktır. Bozulmuş bir diskin veya boyun omurları arasındaki eklemlerin beslenmesini sağlamak amacıyla sorunlu bölgeye çeşitli ısılar tatbik edilir. Basit yüzeyel ısı tedavileri, evde sıcak havlu veya termoforlar kullanılarak yapılabilir. Sıcağın uygulanmayacağı çok sayıda ağrılı durumların da olduğu unutulmamalıdır.

Özellikle ağrılı bölgede renk ve ısı değişikliği olması, ağrının nedeninin akut bir travma olması veya ağrının iltihaplı bir romatizmaya bağlı olarak meydana gelmesi halinde sıcak uygulanmaktan vazgeçilmelidir. Hipertansiyon ve kalp hastalığı olanların sıcak uygulamalarda dikkat etmesi veya durum ciddi ise hiçbir zaman bu tedavilere yönlendirilmemeleri gerekir. Fakat bunun daha kontrollü ve vücudun sorunlu olan derin bölgelerine kadar inebilen türevlerini tercih etmek daha uygun bir seçenektir. Omurlar, diskler ve omurganın çeşitli bağlarına kadar etkisi uzanabilen ultrason ve radarı örnek olarak gösterebiliriz.

Servikal Traksiyon

Sıkışmış disklerin ve içinden sinir köklerin geçtiği küçük kemik kanallarının rahatlaması amacıyla tercih edilen bir yöntemdir. Aynı zamanda kasılmış gergin adalelerin gevşetilmesine, boyun bölgesinin hareketlerinin sabit bir konumda dinlendirilmesine de fırsat verir. Şüphesiz boyuna bir çekme korsesi takarak yatarak veya oturarak yapılan bu yöntemde hassas ayarlı elektronik çalışma esaslarına uygun cihazlar kullanılmaktadır. Gerçi prensip olarak boyunun 2 farklı yöne doğru çekilmesini sağlayan basit cihazlar da çok kez iş görebilmektedir.

Masaj

Boyun adale kasılmalarında bazen ağrı ve spazm o kadar fazladır ki boyun hareketleri kısıtlanmış bu hastalara değil masaj, hafifçe bile dokunulması aşırı ağrılara neden olabilmektedir. Ciltte yara, allerji, renkte kızarıklık ve şişlik varsa masaj düşünülmemelidir. Uygulama öncesi kasları gevşetmek amacı ile hafif sıcak uygulaması masajın etkisini daha artırabilir. Yüzeyel başlayıp daha sonra derin dokulara masaj yapılmalıdır. Ayrıca masajda; baskı, elle vurma ve titreşim yaratma gibi çeşitli şekilleri vardır.

Elektroterapi

Çeşitli elektrik akımları kullanılarak yapılan tedavi şeklidir. Son yıllarda en çok tercih edilen şekli TENS akımlarıdır. Bir yandan masaj etkisi uyandırmak için uygulandığı yerde vakum yapıp bırakan diğer yandan elektrik akımları vererek kombine etkiyi hedefleyen “İnterferens vakum’’ uygulamaları da boyun ağrılarında kullanılan seçeneklerdendir. 

Korse Kullanımı

Boyun ağrılarının akut döneminde korse kullanılmalıdır. Korse kullanma süresi, 3 hatta 4 haftaya kadar uzatılabilir. Korsenin şekli yine travmanın derecesine bağlı olarak değişkenlik gösterebilir. Çenelikli ve boyunun tüm hareketlerini kısıtlayan büyük korselerden çeneliksiz nispeten daha küçük korselere kadar çeşitli tip ve boyutlarda boyun korseleri bu amaçla kullanılabilmektedir. Akut dönem geçtikten sonra korse gece çıkarılıp gündüz takılacağı döneme geçilir. Gece çıkarıldığında boynu koruyacak önlemlerin alınması gerekir. Korse hem istenmeyen boyun hareketlerini kısıtlamakta hem de kafanın ağırlığını hassas konumda bulunan boyun omurları üzerine binmesini engellemektedir. Daha sonra korse çıkarılması süreci başlar. Bu süreçte korse birden bir terk edilmez. Bir gün takılıp diğer gün çıkarılmak suretiyle korse yaklaşık 10-15 günde bırakılmalıdır. Elbette bu süre içerisinde çok ağrılı dönemlerde korse çıkarılma günü olsa bile yine korse takılabilir. Ayrıca seyahat, işi veya uğraşı gereği ağrı oluşturabilecek bir duruş konumunda kalmak mecburiyeti varsa korseyi bu durumlarda bir süre daha kullanması uygun olacaktır.

Boyun Egzersizleri

Boyun ağrısı riski taşıyan kişilerin de ileride ortaya çıkabilecek boyun ağrılarından korunmak için boyun egzersizleri yapmaları uygundur. Koruyucu boyun egzersizleri en az haftada 3 defa yapılmalı ve 20 dakikadan az olmamalıdır. Tedavi amacıyla yapılan egzersizler her gün yapılmalı ve günde 2 veya 3 defadan az olmamalıdır. Bu egzersizlerden hangisinin ne kadar süre ve sıklık ile yapılacağı ve zamanla ne şekilde artırılacağı doktor önerisiyle olması gerekir. Bilinçsizce yapılan egzersizin yarardan çok zarar getireceği unutulmamalıdır. Boyun egzersizleri 8 aşamada yapılabilir.

1- Gevşeme ve ısınma egzersizleri

2- Boyun çevirme (pasif- aktif )

3- Omuz saati

4- Boyun saati

5- Omuz germe

6- Omuz kuşağını esnetme 

7- Omuz döndürme 

8- Sırt kaslarını esnetme

9- 1.kaburganın gerilmesi

10- Boyunda dirence karşı egzersizler

BOYUN AĞRILARINDA GÜNLÜK YAŞAM

Boyun ağrısı riski taşıyan cerrah, diş hekimi, boyacı, sıvacı, seramikçi, bilgisayarcı, örgü ve nakışçı gibi mesleklerde olanların daha sorunları başlamadan önlemler alması gerekmektedir. Daha çocukluk ve öğrencilik çağlarında başlayacak şekilde yanlış oturuş ve duruş bozukluklarımız varsa bunun önlenmesi için uzmanlardan yardım almak ve önleyici egzersizler yapmak şarttır. Ağrı çeken insanların bazı hareketleri yapamazlar. Yaşam kalitesi azalan ve hayattan bıkmış bu insanlar günlük yaşam için bazı önlemler almaları gerekir. Tıpkı bel ağrılı kişilere bel okulunda öğretmeye çalıştığımız gibi daima “aklım boynumda“ ilkesini öğretmek amacımız olmalıdır. Ağır cisimleri kaldırmaktan kaçınmak gerekir. Zorunluluk varsa eşit olarak kollara paylaştırılmalıdır. Aniden ve ağırlığı tahmin edilemeyen bir cisim kaldırılırsa omurga bundan zarar görebilir. Ağırlıklar omuzun yukarısındaki bir seviyeye kaldırılmamalı gerekirse bacak üzerinde ve omuzda dinlendirilerek birkaç aşamada yukarı yükseltilmelidir. Dirsekler bu kaldırma sırasında fazla bükülmemeli olabildiğince dik açıya yakın konumunu korumalıdır.

Ağırlık uzun süre kollarda kalmamalı ve her iki elin birlikte katıldığı hareketler tercih edilmelidir. Kolları yukarıda tutmak zorunda olan mesleklerde daha yukarı yükselmek yerine merdiven kullanılabilir. Yukarı yükselerek iş yapmak zorunda kalan boyacı, sıvacı, perdeci ve buna benzer mesleklerin boyun kol ağrılarına yakalanma olasılıkları fazla olduğu için koruyucu egzersizlere erkenden yani ağrılar ortaya çıkmadan başlamaları gerekir. Oturma sırasında sırt dik pozisyonda olmalı ve belli zaman aralıklarla oturma sona erdirilmeli ve ayağa kalkıp bir süre dolaşma aralıkları verilmelidir. Daha iyisi bu zaman aralıklarda boyun ve sırt adalelerini gevşetecek bazı egzersizler yapılmalıdır. Televizyon seyretme sırasında mutlaka baş arkaya dayanmalıdır. Böylece kafanın bütün ağırlığı uzun süre boyun üzerinde tutulmamalıdır. Sinema, tiyatro gibi uzun oturuşlarda benzer şekilde kafa mutlaka arkaya yaslanmalıdır.

Boyun Ağrılarında Cerrahi Tedavi

Görüntüleme, laboratuar ve EMG gibi yöntemler fıtık olduğunu gösterse bile önce yine konservatif çözümler aranmalıdır. İlaç, fizik tedavi, korse, günlük yaşam önerileri, egzersizler, boyun okulları izlenecek tedavi yöntemleridir. Nörolojik bulgular dikkatle izlenmelidir. Zira bunlar ameliyat kararı vermede çok önemlidir. Şüphesiz operasyona erken gitmek ne kadar sakıncalı ise geç kalmak da bir o kadar sorun çıkarabilecektir. Eğer fıtık sinir köklerine bası yapıyorsa kollara yayılan ağrı, uyuşma ve kuvvet kaybı hatta kaslarda erimeler olabilir. Refleks kayıpları hastayı ameliyata yaklaştıran bir durumdur. Özellikle kuvvet kaybı ve kas erimesi izlenmeli 3 hafta içerisinde ilerleme eğilimi fark edildiğinde ameliyat kararı alınmalıdır. MRG’de fıtığın büyük ve aşağı doğru uzaması durumunda bu karar daha erken alınmalıdır. Ameliyat boyunun ön ve yanından girilerek yapılmaktadır. Operasyonda çalışılan bölge son derece yaşamsal bir bölge olduğundan özel mikroskop başta olmak üzere modern gereçlerin olduğu yerlerde yapılmalıdır. Ameliyat sonrası rehabilitasyon programlarına başlanmalıdır.

Laboratuvar ve Radyolojik Tetkikler: Gerekli görülen hastalara daha ileri tetkikler istenir. Bunlar; boyun omurgalarının direkt grafisi ya da tomografi ve emar tetkiki olabilir. Ayırıcı tanıya varabilmek için çeşitli analizlere gerek duyulabilir. Bu çerçevede Biyokimya, Romatizma tahlilleri yapılmalıdır.

Elektrofizyolojik incelemeler

Boyun fıtıklarının adale ve sinirlerde meydana getirdiği harabiyeti ortaya koyan bu yönteme EMG denir. Halk arasında adale ve sinirlerin elektrosu olarak bilinir.