Skolyoz tedavisinde seçilecek yöntem için hastanın, yaşı, ağrı derecesi, omurganın eğrilik derecesi, skolyoz türü, skolyozun ilerleyici olup olmamasına göre karar verilir. Genellikle hastaya uygulanacak ilk tedavi yöntemleri cerrahi olmayan tedavi yöntemleridir. Skolyozun ileriki safhalarında, korse ve ameliyat yöntemleri de uygulansa Klinik Pilates Uygulamaları tamamlayıcı ve destek olarak her aşamada uygulanmalıdır.

Önce aile sonra hasta ile düzenli olarak birebir görüşmeler yapılarak, tedavi yöntemi ve süreci ile ilgili detaylı bilgilendirmelerde bulunulacaktır. Ailenin hastaya yaklaşımı bu açıdan çok önemlidir. Genelde yapılan yanlışlık, ailelerin sürekli olarak çocuklarına, “dik dur” diye baskı yaparak uyarmalarıdır. Hasta çoğu zaman bu uyarılarla dik durmakta ve akabinde tekrar kambur pozisyonuna dönmektedir. Sürekli yapılan bu uyarılar hiçbir şekilde işe yaramadığı gibi aile ile hasta arasında bazen ciddi gerginliğe ve inatlaşmaya da neden olmaktadır. Ailelere tavsiyemiz bu çeşit baskılayıcı uyarılardan vazgeçmeleridir. Uyarıdan ziyade kendi duruşumuzla çocuklarımıza örnek olunmalıdır. Postürel kamburluğu önlemek için en başta skolyoza neden olan sebepleri ortadan kaldırmamız gerekir.

Kişi omurgasının, ideal olması gerek “S” pozisyonunda kalması gerektiği bilincine ulaşmalıdır. Kişi ayakta, otururken ve yatarken ideal postürel duruşa uygun durmalıdır. Postür kaslarımızın neler olduğunu bilinmeli ve nasıl aktif hale getirileceği öğrenilmedir. Postür kaslarımızı aktif ve güçlü tutmamız gerektiği bilinci oluşturulmalıdır. Postürel duruş içselleştirilerek normal duruşumuz haline getirilene kadar çaba gösterilmelidir.

Ağır okul çantaları, omurga sağlığı için uygun değildir. Tek taraflı çanta taşıdığımızda, çanta, sağ ya da sol omuzumuza asılı olduğu için ağırlık merkezimiz de sağ ya da sola kayacaktır. Vücut dengemizi sağlayabilmemiz için tek taraflı güç uygulamak zorunda kalırız. Bu durum devam ettikçe güç uyguladığımız taraf, zamanla kısalacaktır ve omurgamız sağ ya da sola yavaş yavaş bükülerek, çocukluk döneminde bel ve sırt ağrısına ve daha ileri yaşlarda yine bel, sırt, boyun ağrılarına ve skolyoz oluşmasına zemin hazırlayacaktır.

 

Oturmaya doğumdan ölüme kadar devam ediyoruz. Günde 5 ile 15 saat değişken aralıklarla oturuyoruz. Okul dönemi ile okulda, dershanede, evde ders çalışmak için oturuyor. Kalan zamanlarda da teknolojik aletlerle vakit geçirilmektedir. İş hayatı ile oturmaya devam ediyoruz sonra evde dinlenmek için de oturuyoruz.

Otururken, uzun süreli bir tarafa doğru bükülü pozisyonda kalmak, önce tek taraflı kas kısalmasına neden olmaktadır. Bu pozisyonda oturmaya devam ettiğimizde kısalan kaslar daha sonra omurgaya sireyet ederek skolyoz olmamıza zemin hazırlamaktadır

Hasta ayrımı yapmadan herkesin çalışma masaları ve sandalyelerinin uygun konum, açı, yükseklikte olmasını sağlamak, yine monitör ve klavye yüksekliklerini uygun pozisyonlara ayarlamak, oturuş şeklimizi omurganın doğal yapısı olan “S” pozisyonuna dikkat etmek, skolyozu önlemede iyi bir başlangıç olacaktır. Bu ayarlamalar ve bilinç ile omurgamızı fizyolojik sınırlarda tutabilecek ideal pozisyona alışmamızı sağlayabiliriz.